3. Kültürel Tavsiyeler

Yeni gelen göçmenler ve eğitmenler ile entegrasyon kurslarındaki danışmanlar arasında iş piyasasına hazırlık açısından kültürel yanlış anlamaların yaygın bir nedeni, iş piyasası sistemlerindeki resmi kriterlerin farklı önemidir. Avusturya’da, işgücü piyasası ile ilgili eğitim programlarına erişim büyük ölçüde düzenlenmektedir; İş arayanlar, İş piyasası Hizmeti (AMS) tarafından kurslara atanmalıdır. Bununla birlikte, yine özenle hazırlanmış mesleki eğitim sistemi ile tanınan Avusturya’da resmi nitelikler pek çok meslek için kesinlikle önem arz etmektedir. Farklı kültürlerden gelen göçmenlerin bu durumdan haberdar olduklarına kesin gözüyle bakılamaz.

Edward Hall’un ‘monokronik/polikronik’ zaman anlayışından yola çıkan Richard Lewis, bu anlayışı, toplumları çoklu aktif, doğrusal aktif ve reaktif olarak üçe ayırarak geliştirdi.

Hall’un polikronik görüşü ile benzerlik gösteren çoklu aktif kültürlerin resmi olarak daha az çalışarak ve o an için daha önemli saydıkları duruma göre önceliklerini değiştirerek pek çok görevi aynı anda yönetebilmesi muhtemeldir. Bu nedenle iş programları ve dakiklik, belirli bir göreve, toplantıya ya da göreve verilen önem ve değere göre ikinci sırada yer alır. Fakat bu, bazı güney Avrupalı, Arap ve Afrikalılar gibi çoklu aktif kültürlerin zaman sınırına saygı göstermedikleri ya da dakik olmaya özen göstermedikleri anlamına gelmez. Bu sadece çoklu aktif kültürlerin bir görevi yerine getirebilmeleri için yine o işin önemini kişisel olarak görmek zorunda olmalarıdır. Bu kültürlerden insanlar, buna uymak için yalnızca son teslim tarihlerine ve dakikliğe uygun davranabilmek için kişisel düzeyde kabullenmelidirler.

Alman, İsviçreli, Britanyalı ve İskandinav kültürleri gibi doğrusal kültürler daha resmi, kademeli bir yaklaşım benimserler ve plan ve programlara önem verirler. İşlerini teker teker yapmaya meyillidirler ve çok önemli olduklarını düşündükleri zaman sınırı ve dakikliğe bağlı kalırlar.

Vocal in Need bağlamında bu durum göz önünde bulundurulmalıdır çünkü Almanya ve Avusturya’ya gelen göçmenlerin çoğu Nijerya, Sudan ve Cezayir gibi çoklu aktif kültüre sahip ülkelerden gelmektedir. Doğrusal aktif kültüre sahip ülkelerin bakış açısına göre çoklu aktif kültürlerden insanlar yapısal olmayan, düzensiz ve hatta sorumsuz ve tembel olarak görülebilirler. Sorumsuzluk izlenimi, çoklu aktif kültürden insanların farklı zaman anlayışlarından ve tembellik izlenimi ise görevlere farklı bir şekilde öncelik verilmesi yüzünden olabilir. Tamamlanmamış görev, onun önemsiz olduğu anlamına gelmez; sadece o an ya da o anki durum için yeteri kadar önemli değildir.

Üçüncü grup reaktif kültür olarak bilinir; örneğin Asya. Bu kültürde saygı ve nezakete önem verilir. Zaman söz konusu olduğunda, reaktif kültürün anlayışı doğrusal ve çoklu aktif kültürlerden farklıdır. Bu durum, araba içerisinde vites kullanımı ile kıyaslanabilir; çoklu aktif kültürden insanlar gaza basıp hızlanmak için (tartışmak için) hemen birinci vitese ve tartışma şiddetlendikçe çabucak ikinci ve üçüncü vitese geçerler. Reaktif kültürler daha yavaş geçiş yapmayı tercih eder.. Dişlilerin çok fazla devir atması motora (tartışmaya) zarar verebilir. Büyük tekerlek ilk başta daha yavaş döner ve ayak gaz pedalına daha yavaş konulur. Fakat sonunda ivme kazanıldığında devam etmek, dahası, doğru yönde devam etmek muhtemeldir. https://www.crossculture.com/about-us/the-model/reactive/

Tavsiyeler

  • Karşınızdakinin hangi gruba ait olduğunu gözlemleyin: Çoklu aktif mi, doğrusal aktif mi yoksa reaktif mi?
  • Özveriyi arttırmak için görevlerin ve hizmetlerin önemini kişisel seviyeye taşıyın.
  • Gecikmeleri kişisel algılamayın. Bu durum farklı yaklaşımlarla alakalı, sizinle değil.